Yahya Kemal, miras bıraktığı dizeler ve fikirleriyle edebiyatımıza damga vurmuş isimlerdendi. Ahmet Hamdi Tanpınar, hocasını edebiyatımızın en büyük şairi olarak gördü ve ölümünden sonra Yahya Kemal isimli kitabı kaleme aldı. Bu kitapta Tanpınar hatıralarını içeren şahsi gözlemleriyle beraber, ilim adamı kimliğini ötelemeden objektif değerlendirmelerde bulundu.
📌Türk şiirinin önde gelen şairlerinden biri olan Yahya Kemal, pek çok edebiyatçımızın eğitim hayatına dokundu. 📌Necip Fazıl ve Nazım Hikmet Bahriye Mektebi’ndeyken Yahya Kemal’in öğrencileri arasında yer aldı. 📌Fakat edebiyatçılar arasındaki öğrenci-talebe ilişkisi söz konusu olduğunda Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yahya Kemal’in ismi her daim beraber zikredildi. Nitekim Tanpınar, Yahya Kemal’i en iyi tanıyan ve tanıtan isimlerin başında geldi. Tanpınar, Türk edebiyatının en büyük şairi olarak gördüğü Yahya Kemal hakkında ölümünden sonra bir eser kaleme aldı. Eser, Yahya Kemal’in şahsi yaşantısından tutun da edebi sürecine ve fikirsel hayatına dair pek çok ayrıntıyı barındırıyordu. Yahya Kemal kimdir?📌Ahmet Hamdi Tanpınar Yahya Kemal’in İstanbul Üniversitesi’nden öğrencisiydi. Tanpınar, Yahya Kemal’in yıllarca yanında bulunan, fikir ve estetiğinden etkilenen, aynı zamanda şiirlerini bir ilim adamı kimliğiyle nesnel bir şekilde irdeleyen bir isimdi. 📌Eser, bu yönüyle yalnızca Yahya Kemal’in öğrencisi vasfıyla kaleme alınmış değildi. Şairin etkisi altında kendi sesini yakalayabilen özgün bir edebiyatçının düşüncelerini ihtiva ediyordu. Bu anlamda ayrıcalıklı bir konuma sahipti. 📌Mehmet Kaplan bu durumu şöyle açıklığa kavuşturuyordu: “Bir edebiyat tedkikçisi ne kadar zengin bir hayat tecrübesine ve geniş kültüre sahip ise, incelediği esere bakış tarzı o kadar derin ve onda bulduğu unsurlar o kadar çeşitli olur. Edebî eserin güzellik ve zenginliği ile onu inceleyenin şahsiyet ve kültürü, birbirine bakan aynalar gibi, perspektifi alabildiğine derinleştirir. Türk edebiyatında bunun en güzel örneği, çok yönlü bir yazar olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, hocası ve üstadı Yahya Kemal Beyatlı hakkında yazdığı kitaptır.”📌Tanpınar’ın Yahya Kemal monografisi ilk kez Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti tarafından 1962 yılında yayımlandı. Otobiyografik özellikleri fazlasıyla göstermesinden ötürü eser bir “hatıra” niteliği de taşıyordu. 📌Tanpınar, Yahya Kemal’in edebi serüvenini, kendi bireysel deneyimleriyle harmanlayarak incelemeyi amaçlıyordu. Nitekim bu düşüncesiyle de Yahya Kemal monografisini kaleme aldı. Monografi: Monografi ya da monograf Türkçeye Fransızca monographie sözcüğünden geçmiş olup, bilimsel alanlarda özel bir konu, sorun ya da kişi üzerine yazılmış, kendi başına bir bütün oluşturan kitaplara verilen isimdir. Yahya Kemal’i derinden sarsan olay: Hırka-i Saadet’i ziyareti📌Yahya Kemal’in hayatından kesitler sunması, eseri klasik monografilerinden sıyırarak hatıraya yakınlaştırıyor ve bu da okuru metne çeken önemli bir özellik olarak karşımıza çıkıyordu. 📌Hepimiz kabul ederiz ki sevdiğimiz edebiyatçıların veya sanatçıların hatıratlarını veya birbirleri hakkındaki değerlendirmelerini okumak; okuyucuya her daim ilgi çekici görünür. Çünkü orada yaşama ve insan olmanın getirilerine dair önemli ayrıntıları yakalarız, bu da sevdiğimiz edebiyatçılarla aramızdaki mesafeleri kaldırmak açısından bizlere imkanlar sunar. İşte Tanpınar da Yahya Kemal monografisinde kimi zaman bir fikir adamı portresi çizmiş; kimi zaman da hatıralarına yer vererek okur ve şair arasındaki mesafeleri kaldırmış, söz gelimi şairin özel yaşantısına dahil olabilmeyi sağlamıştı. Eserde, Tanpınar’ın şahsi hikayesi ile Yahya Kemal’in hikayeleri birbirlerine karışmış ve okura bu şifreleri çözmek adına bir anahtar bırakılmıştı…📌Tanpınar’ın Yahya Kemal monografisi daha ilk satırlardan okuru içine alan bir girişle başlıyordu: İlk karşılaşma. İsmi her daim birlikte zikredilen insanlara yöneltilen en önemli soru tanışma öyküleridir. 📌Karşılaşma ve tanışma hikayeleri ne kadar ilgi çekiciyse sürecin devamına olan merakımız da o denli fazlalaşır. Tanpınar da kitabına Yahya Kemal ile tanışması süreciyle başlar, bu tanışıklığı abartıdan uzak samimi bir şekilde dile getirir:“Yahya Kemal’i tanıdığım zaman, henüz ne yapacağını pek iyi bilmeyen, kudretleriyle ihtiraslarının arasındaki nispeti ölçme fırsatı bulamamış, kendi dünyasını başkalarında arayan, müspet iş olarak sadece şiiri seçmiş bir üniversite talebesiydim. Antalya’da birkaç şiirini okumuştum. Onun için Yahya Kemal’in ilk dersi vereceği günü sabırsızlıkla bekliyordum. 1919 Kasım sabahında, sonradan “Dergahçılar” adını alan ve kırk sene evvelin genç edebiyatçı nesli olanların hepsi, eski Zeynep Hanım Konağı’nın üst katında, şimdi Türkiyat Enstitüsü olan medresenin karşısında büyük sınıfta toplanmış onu bekliyorduk. Birdenbire kapı açıldı. Orta boylu, toplu, yuvarlak çehreli, güzel, derin bakışlı bir adam içeriye girdi. Herhangi bir mesleği namus ve haysiyetiyle kabul edecek genç bir adamdı bu. (…) Evet, hiçbir harikuladeliği yoktu. Belki çehre, vücut, hepsi bozulmak üzere olan bir muvazene ifşa ediyordu. Fakat konuşmaya başlayınca iş değişti. Bize o gün Alfred de Vingy’den bahsetmişti. Bu hiç de alışılmış bir ders takriri değildi. Bize bakarak, bize hitap ederek sanki kendisini arıyordu. Pek az sonra herhangi bir dersi dinlemediğimizi, daha doğrusu bir düşüncenin solosunu seyrettiğimizi anladık…” (s.17-18)📌Tanpınar’ın kitabını İstanbul Üniversitesi’ndeki ilk ders hatırasıyla açması, aynı zamanda kitabın otobiyografik özelliğini gözler önüne seren iyi bir örnektir. Tanpınar hocasını ince bir dikkatle gözlemlemiş ve onu aktarırken her ayrıntıya değinmeye gayret etmişti. Sonrasında aktardığı satırlar ise Yahya Kemal’in Tanpınar için neyi ifade ettiğini açıkça ortaya koyuyordu: “Hocamızı bulmuştuk” (s. 19) Tanpınar, monografisinin başlangıcını duygularını da dahil ederek öyküsel bir anlatımla sunuyordu. 📌Tanpınar, hocası hakkındaki bu anekdotu aktardıktan sonra şairin biyografisine, yazılarına ve bazı anılarına dayanarak şiirinin geliştiği Paris yıllarını, o zamanki fikir ve sanat akımlarını, Yahya Kemal’de etkisi görülen Fransız şairlerini anlatıyordu.Avrupa Tesiri Avrupa’nın Tesiri ikinci başlıkta Yahya Kemal’in Paris’teki öğrencilik yıllarından bahsediyordu. Tanpınar şairdeki batı tesirini “Nükte çok defa eski şiirin gazetesi olan aruzla gelmesine rağmen, arkasındaki dikkat Avrupalıydı” (s.20) şeklinde ifade ediyordu. Konuşurken Düşünmek Konuşurken Düşünmek isimli bir diğer başlıkta Tanpınar, Yahya Kemal’i “konuşmayı sanat haline getiren” insanlardan biri olarak tanımlıyordu. Şairin farklı bir özelliğine dikkat çeken Tanpınar, Yahya Kemal’in farklı yerlerde aynı sohbeti tekrar etse dahi onda daimi bir yenilik olduğunu belirtiyordu. İstanbul Sevgisi Tanpınar, İstanbul Sevgisi isimli başlıkta, yine hatıralarına dönüş yapıyordu. Aktardığına göre Yahya Kemal ile sıklıkla İstanbul gezilerine çıkarlardı. “Boğaziçi köyleri, Yahya Kemal’in görmekten bıkmadığı şeylerdi. Kaç defa Fetih muhasarasının topografyasını beraberce tekrarladık. Fatih ordusunun geçtiği yoldan geçerek Beyazıt ve Ayasofya’ya geldik. Bu gezintilerde rastladığımız insanları Yahya Kemal adeta o tarihi günün ışığında görmeye çalışıyordu.” (s. 29)📌Tanpınar kitabının ilerleyen bölümlerinde genç hoca Yahya Kemal’i çok sevdiklerini ve onun başarılarıyla övündüklerini ifade ediyordu. Bu bölümlerde ayrıca hocasının şairlik yönü hakkında da detaylı bilgilere yer veriyordu. Tanpınar’a göre Yahya Kemal, “Türkçeyi yeni bir iklim gibi keşfetmiş, şiire yeni bir istikamet vermişti.”“O konuşurken Yunus’tan başlayarak yaşadığımız güne kadar, Türkçenin asır asır kaydettiği zafer merhalelerini ve bize ait bir duyuş tarzının teşekkülünü adeta gözümüzle görüyordu.” (s.31) 📌Başta Ahmet Hamdi Tanpınar olmak üzere Yahya Kemal’in çevresinde toplanan gençler, zor geçen mütareke dönemlerinde şairin derslerinde kendilerini buluyorlardı. Bu durumu Tanpınar şöyle ifade ediyordu: “O tarihimiz gibi şiirimizi de kitaptan çıkarmıştı. İstanbul Darülfünun’unun Edebiyat Fakültesi’nde gittikçe halkası genişleyen bir gençlik, şimdi onun sayesinde ikisini beraberce yaşıyordu. O karanlık Mütareke günlerinde buna ne kadar muhtaçtık. Sanki bu derslere çıplak geliyor ve o konuştukça giyiniyorduk.” (s.32)📌Tanpınar monografisinde Yahya Kemal’in etkilendiği fikir akımları ve görüşlere de yer veriyordu. 📌Tanpınar’ın eserinde yapmaya çalıştığı şairin hayatını ve edebi serüvenini, içinde doğup yetiştiği toplumsal ve kültürel ortamla ilişkilendirerek açıklamaktı. Bunu yaparken şairin etkilendiği Batı kaynaklarına sıklıkla da değiniyordu. 📌Tanpınar, şairin yerli ve batı kültürüyle harmanlanan şiir hayatını kimi zaman hatırlarının eşiğinde en canlı tasvirlerle bizlere aktardı. 📌Tanpınar, günlüğünde Yahya Kemal’i son gördüğü günleri şu şekilde anlattı: “Zavallı Yahya Kemal. Bir insanın bir insanda bu birbiri ardınca değişen çehreleri ne garip ve hazin oluyor ve nasıl en son hepsini siliyor, bitiriyor. Park Otel’in barında gördüğüm küçük, dar takatsiz adımlarla anca yürüyebilen biçare ve acınacak ihtiyar. Otelin odasındaki hasta ve büyük kuş. Muhacir kuş. Ve nihayet şimdi çıktığım odada son dakika konuştuğum, tebessümüne, bakışının manalılığına ve hiddet ve o kadar psikolojik hususiyetine rağmen iskelet olarak gülmeye hazır kemik külçesi baş, nasıl hepsini sildiler…” (s.175) Editör: Büşra Özkan